Dijital para piyasasında, Bitcoin genellikle tek başına bir başrol oyuncusu olarak görülüyor. Ancak bu bakış açısı, bizi erken dönem internetine benzer büyük bir fırsatı kaçırmamıza neden olabilir - kamu blok zinciri teknolojisi.

Açık blok zinciri, merkeziyetsiz bir 'dijital ülke' olarak benzetilebilir. Her bir açık blok zincirinin, çeşitli yenilikçi faaliyetleri (merkeziyetsiz finans ve oyun finansı gibi) destekleyen kendine özgü çalışma kuralları (hukuka benzer) vardır ve yerel token'ları hem 'ulusal para' hem de 'hisse senedi' özelliklerini taşır. Bu token'lara yatırım yapmak, yalnızca fiyat artışı sağlayabilir, aynı zamanda bu dijital ekosistemin bir katılımcısı ve faydalanıcısı olmanızı da sağlar.

Birçok kamu blok zinciri projesi karşısında, yeni yatırımcılar nasıl bir seçim yapmalıdır? Temsil niteliği taşıyan bir örneğe odaklanalım: Ethereum (ETH).

Ethereum, merkeziyetsiz dünyanın 'işletim sistemi' olarak anılmaktadır. Şu anda merkeziyetsiz uygulamaların (DApp) ana taşıyıcı platformudur ve çoğu DeFi, NFT ve blok zinciri oyun projesi onun ekosisteminde faaliyet göstermektedir.

Ethereum'un avantajları esasen iki alanda ortaya çıkmaktadır:

Öncelikle, rakipsiz bir ekosisteme sahiptir. Ethereum, en fazla geliştiriciyi ve en büyük kilitli fonları (TVL) bir araya getirir; bu ağ etkisi güçlü bir rekabet engeli oluşturur.

İkincisi, Ethereum sürekli bir enflasyon azaltma ekonomik modeli benimsemiştir. 'Birleşme' (The Merge) güncellemesinden bu yana, ETH'nin arzı önemli ölçüde azalmıştır ve ağ yüksek aktivite gösterdiğinde deflasyon durumu bile ortaya çıkabilir, bu da elde tutulan ETH'nin zamanla daha kıt ve değerli hale gelebileceği anlamına gelir.

Tabii ki, Ethereum sadece kamu blok zinciri dünyasının bir temsilcisidir. Yatırımcılar olarak, tüm sektörün gelişim yönelimlerini sürekli takip etmemiz ve potansiyel fırsatları aramamız gerekiyor. Kamu blok zinciri teknolojisi, internetin altyapısını yeniden şekillendiriyor ve derin bir dijital devrim getirebilir.